Yüklem bir parçası eksik olan, ya da yine Frege’nin eğretilemesiyle, “doymamış” bir dilsel öğedir. Özne ise eksiksiz, ya da, doymuş bir dilsel öğedir. Yüklemin eksik olan boşluğuna özneyi koyduğumuzda bir tümce elde ederiz. “Dünya yuvarlaktır” tümcesi iki bileşenden oluşur: “dünya” sözcüğü tümcenin öznesidir, “___yuvarlaktır” terimi ise bu tümcenin yüklemidir. Bu yüklemin altı çizili olan ilk kısmı bir boşluğu temsil eder; işte o boşluğa istediğimiz özneyi koyabiliriz ve bu boşluğu farklı öznelerle doldurarak farklı tümceler elde ederiz. Boşluğa “mutfak masam” terimini koyduğumuzda “mutfak masam yuvarlaktır” tümcesini elde edebiliriz. Bu şekilde her farklı özne için farklı bir tümce ortaya çıkar. Yani “___yuvarlaktır” yüklemiyle elde edebileceğimiz tümce sayısı o boşluğa koyabileceğimiz özne sayısı kadardır. O halde bir dilde eğer sonsuz sayıda özne elde etmek olanaklı ise, o dilde sonsuz sayıda tümce elde etmek de olanaklı olur. Yani sözcük dağarcığı sonlu olan Türkçe gibi doğal bir dilde sonsuz sayıda Türkçe tümce elde edebiliriz. Günümüz dilbiliminde önemli bir yer tutan bu savı ilk ortaya atan Frege olmuştur.
Örneğin “Ali bir insandır” tümcesinin öznesini “Ali’nin babası” ile değiştirip “Ali’nin babası bir insandır” tümcesini elde ederiz; daha sonra “Ali’nin babasının babası insandır”, “Ali’nin babasının babasının babası bir insandır”, vs. şeklinde sonsuz tane tümce ortaya çıkar. İşte sonlu sözcük sayısından sonsuz tane tümce üretmemizi sağlayan şey yüklemlerimizin doymamış dilsel öğeler olmalarıdır. Frege bundan dolayı yüklemlerin aslında bir tür fonksiyon olduğunu söyler. Matematik dilinin temelinde yatan fonksiyon kavramı aslında tüm dillerin temelinde yer alır. Örneğin, ikiyle çarpma, ya da matematik dilindeki ifadesi ile “y=2x” fonksiyonuna bakalım. Her x değeri için yeni bir y değeri elde ederiz: 1 için 2, 2 için 4, 3 için 6 vs. ve bu sonsuza kadar gider. Yani bu fonksiyon her sayıyı o sayının iki katı olan sayıyla eşler. Aynı durum doğal dillerin yüklemleri için de geçerlidir: “___bir insandır” yüklemi de bir fonksiyondur ve her özneyi farklı bir tümceyle eşler. Bu anlamda yüklem dediğimiz dilsel öğeyi öznelerden tümcelere giden bir fonksiyon olarak tanımlayabiliriz.
Bu yazı, İlhan İnan’ın “Dil Felsefesi” adlı eserinden alınmıştır.