Kısaca tecrid, Allah’ı yüceltmeye ve O’nu yüceltmek amacıyla dünyevî meselelerden soyutlanmaya; tenzih ise tabiatın ötesine geçilip hakikî olana varma çabasına karşılık gelmektedir. İslâm estetiği, bu ilkeleri izlemekte ve estetik ifadelerde Allah’ın yüceliğine ve birliğine odaklanmayı amaçlamaktadır. Bu nedenle, İslâm estetiği içinde Allah’ın adını ve sembollerini yücelten süslemeler, yazılar ve semboller sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.
Geometrinin, İslâm sanatında büyük bir önem kazanması ve olağanüstü bir hüviyete bürünmesi de bunun sonucundadır. Titus Burckhardt’a göre İslâm sanatının, ilâhî varlığın bir kanıtı ve kutsal sanat oluşunu, tenzih ve tecrid ilkelerinden doğan üslûplaştırma temin etmektedir. Sanat ancak bu şekilde, sanatçıdan ve alımlayıcıdan bağımsız, dolaysız ve bizzat mükemmelliğe ulaşabilmektedir.
Bu yazı, Elif Yıldız’ın “İSLÂM ESTETİĞİNDE ÜSLÛPLAŞTIRMA İLKESİNİN YENİDEN YORUMLANMASI” adlı eserinden alınmıştır.