CEVÂZ-I-EDEBİ: Arabların «Yecûzü li’ş-şâiri mâ-lâ-yecûzu li-gayrihi» yâni «Başkalarının yapması câiz olmayan bir şeyi şâirin yapması caizdir.» sözünden alınmış bir tâbirdir ki edebî hatâlara vârid olacak itirazlara karşı kalkan gibi kullanılır. Vezne sığdırılmak için sözün alt-üst edilmesi, hecelerin uzatılıp kısaltılması, edebî kaidelere riâyet edilememesi gibi kusurlar hep bu tâbir ile kapatılmak, «Dediğiniz doğru ise de vezin zarureti dolayısıyla bu kadarcık bir müsamahaya cevâz-ı edebî gösterilebilir,» denerek işin içinden çıkılmak istenilir. Bazı yazılarda müsâmaha gösterilmeye edebî cevaz verilebilirse de cevâzın bir haddi olmak lâzım gelir. Bu edebî hudud tamâmiyle muayyen olmamakla berâber hâricine çıkılıp çıkılmadığını «zevk-i selim» tâyin edebilir.
Bu yazı, “Edebiyat Lügati” aslı eserden alınmıştır.