Aristo’ya göre: Birbirinin zıddı sayılan iki türlü idare (:devlet) şekli vardır ki, bunlardan biri Demokrasi (:çoğunluk idaresi) ve diğeri de Oligarşi (:azınlık idaresi) ismini almaktadır. Geri kalan bütün idare biçimleri de, bu ikisi arasındaki mertebelerden birini teşkil etmektedir. Aristoteles, bu meseleyi daha açık ve belirli bir şekilde anlatabilmek üzere, metafor yapmak suretiyle diyordu ki: Nasıl ki başlıca iki türlü rüzgar (Kuzey rüzgarları ve Güney rüzgarları) varsa ve nasıl ki diğer rüzgar çeşitleri bu ikisi arasındaki esintilerden ibaretse, aynı şekilde iki çeşit idare biçimi vardır ve diğer idare biçimleri de bu ikisi arasındaki mertebelerden ibarettir.
Kendi ifadesiyle: “… Rüzgarlar nasıl ki umumiyetle Kuzey ve Güney rüzgarları diye başlıca iki şekil olarak kabul ediliyor ve diğerleri de sadece bu ikisinin çeşitleri sayılıyorsa, bunun gibi, hükümetlerin de başlıca iki şekil olduğu kabul ediliyor ki bunlar da, Demokrasi ve Oligarşi’dir. Çünkü aristokrasi, azınlığın hakimiyeti olduğu için, oligarşinin bir çeşididir; politeia (Cumhuriyet) şekli, gerçekte bir demokrasi sayılıyor. Tıpkı rüzgarlar arasında Batı rüzgarlarını Güney rüzgarlarının bir çeşidi sayışımız gibi.. .”
Bu yazı, Nihat Keklik’in “Felsefede Metafor” adlı eserinden alınmıştır.