f) Darwin, “En iri salgı bezleriyle donanmış çiçekler veren, dolayısıyla en fazla salgı salgılayan bitkilere böcekler daha sık gelirler ve çaprazlanma da daha sık gerçekleşir. Sonuç olarak bu bitkiler zaman içinde bütün öteki bitkilere üstün gelirler ve yerel çeşitler oluştururlar”(s.110) demiştir. Darwin döllemenin olabilmesi için birçok çiçek tozu olması gerektiğine inanırdı. Halbuki bir yumurta için bir çiçek tozu yeterlidir. Kaldı ki, bitkilerdeki bütün şartlar eşit olsa, iş bir salgı salmaya kalsa Darwin haklı olabilirdi, ama tozlaşma ve dölleme için o kadar değişik şartlar ya da olaylar vardır ki, Darwin bunlara bakmayı düşünmeden, birçok kez yaphğı gibi, tek bir olaydan genellemeye gitmiştir, bu yanlıştır. Bunun tam aksini gösteren binlerce bitki çeşidi vardır.
g) Darwin, “Çiçek tozu taneleri daha önceden düzenli olarak çiçekten çiçeğe taşındığından ve cinslerin birinden tam ayrılması işbölümü bakımından daha yararlı olduğundan, bu erkek dişi cinslerini ayırma eğilimi artan bireyler, cins ayırımı tam anlamıyla gerçekleşinceye kadar giderek daha çok üstünlük kazanırlar ve seçilirler” (s.111) demiştir. Bu yanlıştır. Aslında bana kalırsa kendine dölleklik yabancı dölleklikten çok daha üstündür (Darwin bunun aksini söylemek istiyor) . Çünkü genelde, kendine döllenebilen bit-kiler, yabancı da döllenebilirler, ancak yabancı döllenen bitkiler genetik ya da başka nedenlerle kendilerine, ya tamamen ya da kısmen döllenemezler. Darwin’in bu söylediğinin ispatı zaten mümkün değildir, sadece genel düşüncesi içerisinde bir, olsa olsadır! Her halükarda, bu mekanizmalar birinin diğerine üstünlüğünü göstermez, içinde bulundukları şartlara göre biri ya da diğeri daha üstün olabilir ve yaratılıştan gelen farklılıkları oluşturur.
h) Darwin, “Böylece, bir çiçeğin ya da bir böceğin nasıl olupta, ister aynı zamanda ister ardı ardına olsun, yavaş yavaş değişikliğe uğradığı ve biri ya da öteki için elverişli ufak tefek yapısal sapmalar gösteren bütün bireylerin sürekli korunması ile en kusursuz biçimde karşılıklı olarak birbirlerine uyum sağladıkları anlaşabilmektedir” (s.113) demiştir. Burada doğru olabilecek hiçbir şey yoktur. Zaten değişim de, Darwin’in dediği gibi, ne bir, ne de öte tarafta yavaş yavaş olmaz. Yani uyum sağlamak için yaratılmaları nedeniyle varlardır, yoksa var oldukları için uyum sağlamamışlardır. Yani konu yaratılış ve genetik varyasyon yapılarıyla ilgilidir
Bu yazı, Ahmet Akyürek’in “1000 Darwin Çıkmazı” adlı eserinden alınmıştır.