Cahiliye çağının başlangıcı hususunda farklı görüşler ortaya atılmıştır. Kur’ân-ı Kerîm’deki “el-Câhiliyyetu’l-ûlâ” (ilk Cahiliye) tabiriyle kastedilen mana, ihtilâfa sebep olmuş, bazıları Cahiliyeyi ilk ve ikinci olmak üzere ikiye ayırmışlardır. İlk Cahiliyenin hangi devirleri içine aldığına dair farklı görüşler belirtmişler; Âdem-Nûh, Âdem-İbrâhim, Nûh-İdrîs, Nûh-İbrâhim, Dâvûd-Süleyman veya Mûsâ-Îsâ arasında geçen zamanları kapsadığına dair değişik görüşler ileri sürmüşlerdir.

Bu anlayışı benimseyenlere göre ikinci Cahiliye Devri ise Hz. Îsâ ile Hz. Muhammed arasında geçen dönem ve ya Hz. Peygamber’in İslâm Dini’ni tebliğe başlamasına kadar süren zaman dilimidir. Bu dönemde yaşayan ve Hanîfler diye anılan tevhid ehline de bunları müşrik Cahiliye halkından ayırmak için “fetret ehli” denilmiştir.

Bazı âlimlere göre ise ilk Cahiliye’nin ayrı bir devir olmadığını, İslâm Dini’nden önceki bütün devirleri içine aldığını ileri sürmüşlerdir. Bu arada ilk Cahiliye ile İslâm’dan önceki devirleri, ikinci veya diğer Cahiliye ile de İslâmî devirdeki Cahiliye belirtilerini anlamak gerektiğini
savunanlar da olmuştur.

Bu yazı, Ayşe İnan’ın “Hadislerde cahiliye kavramı” adlı eserinden alınmıştır.